Fakültemiz Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü tarafından düzenlenen ve gastronomi alanının her yönüyle konuşulup tartışıldığı etkinliklerin üçüncüsünde Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkan Vekili Mustafa EROL konuk edildi. 4 Ocak 2021 Pazartesi günü düzenlenen söyleşiye; fakültemiz öğretim elemanları ve öğrencileri, Şiran aşçılık bölümü öğrencileri ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yılmaz SEÇİM katılım sağladı.

Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkan Vekili Mustafa EROL söyleşide, uzun yıllardır yiyecek-içecek sektörünün içerisinde yer aldığını belirtmiş olup, bu meslekte 25 yaşında şef aşçı unvanı elde ettiğini ve bu unvanı 17 yıldır sürdürdüğünü ifade etmiştir. Türkiye Aşçılar Federasyonu’nun işlevlerinden kısaca bahseden Mustafa Şef, federasyonun yaklaşık 15 yıl önce kurulduğunu, Türkiye’nin en eski aşçılık federasyonu olduğunu ve hali hazırda 32 derneği bünyesinde barındırdığını belirtmiştir. Ayrıca Mustafa Şef federasyon bünyesinde 10.000 üye ve 3500 profesyonel aşçı bulunduğunu da ifade etmiştir. Federasyon, ekolojik tarımı destekleme ve ata tohumu yetiştirme gibi faaliyetler yapmaktadır. Mustafa Şef söyleşide; federasyonun Türk mutfağını tanıtma, proje geliştirme dışında yerel mutfakların markalaşması, coğrafi işaretli ürün sayısının artırılması gibi konularda da çalışmalar yaptığını ifade etmiştir.

Söyleşide sorulan sorular ve Mustafa Şefin açıklamaları bağlamında; yerel gıda ürünlerinin oldukça önemli olduğu ve korunması gerektiği, gereken çabanın gösterilmesi halinde üretilen ürünlerde katma değerin artırılacağı ve gıda ürünlerindeki dışa bağımlılığın giderek azaltılacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda Türkiye Aşçılar Federasyonu tarafından yürütülen ‘Yaşasın Anadolu Projesi’; yerli tohumun korunmasını, yerli üretimin ve üreticinin desteklenmesini ve ithal gıda ürünlere olan bağımlılığın azaltılmasını amaçlayan sosyal sorumluluk projeleri arasında yer almaktadır. Mustafa Şef, gençlerin ve gastronomi alanına gönül vermiş insanların yerel ürünlere sahip çıkmaları konusunda bilinçlenmelerinin ve bu konuda gereken çabayı göstermelerinin önemine dikkat çekmiştir. Özellikle gastronomi alanında kullanılan yabancı kelimelerin Türkçe olarak ifade edilmesi ve Türkçe karşılıklarının bulunması, söyleşide getirilen dikkat çekici öneriler arasındadır. Özetle söyleşide, gastronomi uygulama alanında ve terminolojisinde yerelliğin önemi vurgulanmıştır. Samimi bir ortamda gerçekleştirilen ve iki saat süren sohbet, katılımcıların karşılıklı iyi dileklerde bulunmalarının ardından sona ermiştir.